Aslında Zuckerberg’e bilişim devrimi yapıyor demek, tereciye tere satmaya çalışmaya benziyor. Zira Amerikan girişimci, 2004 yılında kurduğu Facebook ile zaten dünyanın en önemli bilişim devrimlerinden birisi gerçekleştirdi. Zuckerberg, 1.71 milyar üyesi olan Facebook’un kendisine kazandırdığı 50 milyar dolarlık servetin keyfini çıkarmak yerine sürekli devrimsel hamleler peşinde koşmayı tercih ediyor -ki kendisini diğer pek çok zenginden ayıran şey de tam olarak bu.
Peki Mark Zuckerberg’in yeni devrimi nasıl bir şey olacak? 32 yaşındaki teknoloji gurusunun hedefleri neler? Kendisi, ironik bir şekilde, kazandığı parayı borçlu olduğu ekranları ortadan kaldırmayı ve insan-insan ile insan-makine etkileşimini artırılmış gerçeklik aracılığıyla yapmayı planlıyor. Artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik gibi, insanı tamamen sana bir mekana taşıyan bir teknoloji değil. Bu teknolojide sanal ve gerçek dünyanın iç içe olduğu yarı sanal yarı gerçek bir dünya yaratılıyor. Yani siz kendi odanızda sanal bir bilgisayardan e-posta gönderebileceksiniz ve bu esnada aslında yüzlerce kilometre uzaktaki iş ortağınızın hologramı yanınızda olacak.
Peki bunlar gerçekten olacak mı yoksa sadece bilim kurgucuların ve evangelistlerin fantazilerini mi konuşuyoruz. Zuckerberg, çizdğimiz bu sanal gerçeklik resminin gerçek olacağını söylüyor. “Yalnızca 10 yıl içerisinde sanal gerçeklik ana akım bilişim platformu olacak” diyen girişimci, birçok insanın tahmin ettiğinden daha kısa süre içerisinde gerçekleşeceğini söylüyor. Mark Zuckerberg kafasındaki SG resmini şöyle açıklıyor;
“Nasıl ki akıllı telefonlarımız için bir uygulama patlaması gördüysek, etkinliklerden oluşan koca bir ekosistem de SG üzerine inşa edilecek. İstediğimiz nesneleri herhangi bir mekana taşıyabileceğiz. Mesela iki kişi bir yerde oynarken hadi Mars’a gidip satranç oynayalım diyebilecek”
Elbette ki Mark’ın kafasında Mars’ta satranç oynamak gibi bir fantazi yok. Kendisinin amacı, SG ile tüm dünyayı, ama gerçekten tüm dünyayı, birbirine bağlamak. Belki de SG vizyonunun en önemli eksik halkası da buradaki tüm dünya kelimesinde gizli. 7.4 milyarlık dünya nüfusunun sadece 3 milyarı internete erişebiliyor. Zuckerberg tüm insanlığın internete erişmesi gerektiğini, aksi halde SG vizyonunun başarısız olduğunu fark ettiği için bugünlerde herkese ücretsiz/ucuz internet sağlama gibi oldukça zor bir görevle uğraşıyor. Servetinin %99’unu (45 milyar dolardan fazla bir para) bağışlayacağını açıklayan iş adamı, internete erişimi olmayanları üç kategoriye ayırdığını söylüyor; 1 milyar kişi internete erişmek istediği halde bunu alacak maddi güce sahip değil, 1 milyar kişi Wi-Fi kapsamında olmadığı için internete giremiyor 2 milyar kişi ise internetin ne olduğunu ve ne işe yaradığını bilmiyor. Son 2 milyar kişilik grup şu an için Zuckerberg’in hedefinde değil, o 1’er milyarlık ilk iki grubu kendisine hedef kitle olarak belirlemiş.
2 milyar insana ucuz internet sağlanması amacıylaücretsiz internet yayını yapan birçok drone ve balon, Güney Afrika semelarına gönderilecek. Bu amaç için üretilen ilk drone olan Aquila çoktan göreve başladı bile.