Bir yatırımda başarı ve başarısızlık ürün, finans, kültür, reklam ve teknoloji arasındaki karmaşık ilişki ağına bağlıdır. Giriştiğiniz işin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını tahmin etmek çok zordur. Bugün milyarlarca insan ceplerinde süper bilgisayarlar taşıyor, dünyanın en önemli ansiklopedisi açık kaynaklı bir yazılım olan Vikipedi, sosyal medya denen bir olgu ortaya çıktı ve dünyanın en değerli 10 şirketlerinden birisi haline geldi… 15 yıl geriye gidildiğinde kaç kişi böyle bir gelecek tablosunu olası görüyordu ki?
Ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson’un bir sözü vardır; “Gelecek, aslında şimdidir”. Peki şu anda geleceğin içerisindeysek o geleceği nasıl bulacağız? İşte bilgisayar oyunları burada devreye giriyor. Eğer bilgisayar oyunlarının gelecekteki teknoloji trendlerini yansıtmayacağını düşünüyorsanız ya en son 10 yıl önce bilgisayar oyunu oynamışsınızdır ya da oyun dünyasını bir girişimci gözüyle inceleme gereği hissetmemişsinizdir.
Günümüzün bilgisayar oyuncuları tam manasıyla teknoloji tutkunu haline geldiler Dolayısıyla girişimcilikte başarının teknolojiyi doğru kullanabilmeye bağlı olduğunu göz önünde bulundurarak “oyun dünyasının başarılı örneklerini incelemek sizi kendi sektörünüzde başarıya götürecektir” tezi son derece mantıklı oluyor. İşte oyunlardan çıkarabileceğiniz 3 önemli girişimcilik dersi.
1) Freemium Modeli
İnsanlar sizin yarattığınız sistemin bir parçası olurlar ve markanıza sadık kalırlarsa çok ciddi paralar kazanabilirsiniz. İnsanların sizi sevmesi ve size sadık kalmasının en iyi yöntemlerinden birisi ise ürünleriniz ücretsiz olması veya çok cüzi ücretlere satılması. “İyi ama parayı nereden kazanacağız” itirazları elbette gelecektir. Parayı esas üründen değil; yan ürünlerden kazanacaksınız. Milyonlarca insanı peşinden sürükleyen Dota, LoL gibi oyunları düşünün. Bu oyunlar Steam üzerinden ücretsiz indiriliyor. Buna rağmen LoL dünyanın en çok para kazanan oyunlarından birisidir. Bunu, oyun karakterinin giyebileceği kostüm satışlarıyla başarıyor. Geçen yıl LoL’da 1 milyar dolarlık kostüm satışı yapıldı. Karakterlerine bu kostümleri alan insanlar, muhtemelen kendi giyimleri için bu kadar masraf yapmıyorlardır.
2) İnsanların Yaratıcılıklarını Kullanın
Ürünlerinizin müşterileriniz tarafından yeniden yorumlanmasına, halka sunulmasına izin verin. Özellikle dijital bir sektörde hizmet veriyorsanız… Hiç tahmin edemeyeceğiniz, sizin üretemeyeceğiniz kalitede ürünlerin müşterileriniz tarafından üretildiğini göreceksiniz. Unutmayın müşteri kaynaklı üretimler tamamen size ait olmasalar da özünde sizin markanızın ürünleridir. Örneğin Valve’ye milyonlarca dolar para kazandıran Dota 2, oyuncular tarafından üretilen bir Warcraft 3 haritasıdır. Tüketicilerin yaptıkları üretimler, tüketicilerin markanıza daha sadık olmasını sağlayacaktır.
Günümüzde, telif hakları konusunda kronik bir rahatsızlığı bulunan müzik dünyası dahi yavaş yavaş böyle bir yola giriyor. Youtube gibi alanlarda, dinleyicilerin yorumladığı şarkıların paylaşılmasına artık müdahale edilmiyor. Ayrıca şarkıcıların orjinal eserleri de ücretsiz dinlenebiliyor. Müzik üreticileri parayı, albüm satışlarından değil; reklam, sponsor ve konser gelirlerinden elde ediyor.
3) Halk Fonlamasına Önem Vermek
Diyelim ki başarıya ulaşacağını düşündüğünüz bir fikriniz var ancak paranız yok. Birilerine dil dökerek yatırımcı bulmak yerine crowdfunding denen halk fonlaması yöntemine başvurun. Eğer projeniz gerçekten başarıya ulaşabilecek ciddi bir şeyse birkaç gün içerisinde milyonlarca dolar bağış elde edebilirsiniz. Dünyanın gelmiş geçmiş en çok halk fonu alan projesi Star Citizen isimli bir oyun. Ayrıca en büyük crowdfunding sitelerinden olan Kickstarter’de en çok bağış alan kategori oyun kategorisidir.
Oyun sektörünün liderlerinin yöntemlerini iyi incelein. Onlar, yeni teknoloji trendlerini ve gençliği en iyi analiz edebilen kişilerdir.